Luzumlu Adam – İshak Alaton

“Lüzumlu Adam iniş çıkışlarla dolu bir yaşamın anlatıldığı bir başarı öyküsü.”

Şeklinde geçen arka kapak metni kitabın tek cümleyle nelerden bahsettiğini anlatmaya yetiyor.

Kitapta İshak Alaton un çocuk yaşlardan itibaren hayatındaki önemli noktaları çok akıcı bir metinle okuyoruz, kısaca içerikten bahsedecek olursak;

Ailesi
Alaton Ailesi, Sefarad Yahudileri olarak İspanya dan 1492 yılında kovularak zaman içinde göç ederek 1820 li yıllarda Ankara ya yerleşiyor, İshak Alaton 1860-1930 yılları arası yaşayan baba tarafından dedesinin ismini almış, anne tarafından dedesi Yomtov Krespi İtalyadan ayakkabı ithal işiyle uğraşan bir tüccar. Baba Hayim Alaton hayalleri olan bir adam, Ankarada kaldıkları Yahudi mahallesinde hedeflerini gerçekleştiremeyeceğini düşünerek 1923 yılında 22 yaşındayken evlenerek İstanbula yerleşiyor, “drahoma” adı verilen gelenek sayesinde gelinin babası damada iş sahibi olabilmesi için bir miktar para veriyor, bu para ile İstanbula gelip ticaret yapma isteği var Hayim Alaton un.

İshak Alaton 1927 de İstanbul da doğuyor, bir ablası ve 2 kardeşi oluyor, baba “Hayim İ. Alaton İplik Ticarethanesi” ismiyle bir şirket kurup iplik ticareti yapmaya başlıyor bu arada, işlerini ilerletiyor ve kısa sürede iyi bir gelir seviyesine ulaşıyorlar. 1942 de dönemin siyasi şartlarıyla birlikte gelen azınlıkları sindirme çabaları Varlık Vergisi ile aileye darbe vuruyor, tüm varlıklarını kaybedip evlerinede haciz geliyor ancak vergi borcunu ödemeye yetmediği için baba Hayim Alaton 40 yaşında Aşkaleye taş kırmaya sürgüne gönderiliyor, aile Ankaradaki akrabaların yardımları ile geçinirken baba bir yıl sonra çektiği sıkıntılar yüzünden yıllarca yaşlanmış ve hayata, devlete küsmüş şekilde dönüyor sürgünden. Sonrasında tekrar hayata tutunmakta güçlük çekiyor ve eski varlıklı günlerine dönemiyor aile.

Eğitimi
İlk okulu Beyoğlunda Musevi İlkokulunda okuyor, sonrasında Şişli Terakki ye ilk yılı yatılı olmak üzere yazılıyor, 8. sınıfa kadar burada okuyor, sonrasında babasının sürgünde iken isteği üzere okulunu değiştirip Saint Michel e kaydoluyor, 8. sınıfı Fransızcası yetersiz bulunması nedeniyle burada tekrar okuyor, Fransızcayı öğrenip felsefeye merak duyuyor burada, 4 yılın ardından 1945 yılında liseyi bitiriyor, 1948 yılında tercüman yedek subaylık görevi için bir yanlış anlaşılma neticesinde Amerikan subay’ın yanında görevlendiriliyor, bu sayede ingilizceyi öğreniyor, askerliği sonrası Mehmet Kavala ile birlikte çalışmaya başlıyor, burada 1 buçuk yıl başarılı bir şekilde çalışırken yurtdışına çıkma planları yapıyor ve edindiği bağlantılar nedeniyle İsveç’e gitmeye karar veriyor, edindiği İsveç dil kursuna çalışarak 5 ayda isveç dilini öğrenip İsveç’e çalışmak üzere gidiyor.

İş Hayatı
17 yaşındayken bir şirkette getir götür işlerini yapmak için işe giriyor, bu şirkette daktilo kullanmayı öğreniyor ve ilk kez bu şirkette klima teknolojilerini duymuş oluyor, askere gidip döndükten sonra Mehmet Kavala ile çalışmaya başlayıp Volvo marka kamyonların ithalatına vesile oluyor, buradan ayrıldıktan sonrası İsveç’te vagon imal eden bir fabrikada kaynakçılığa başlıyor, İsveç’te çeşitli işlerde çalışıyor ve Türkiye’ye 1954 yılında dönüyor ve Üzeyir Garih ile tanışıyor, Alarko Holding’in temellerini birlikte atıyorlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir